Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi, son dönemde beklenen büyüme oranlarını karşılayamadı. Resmi veriler, 2024 üçüncü çeyrekte gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yıllık bazda %2,1 oranında arttığını gösterirken, ekonomistler %2,5 büyüme beklentisinin altında kaldığını belirtti. Bu gelişme, hem yatırımcılar hem de politika yapıcılar arasında endişelere yol açtı.
ABD Ekonomik Analiz Bürosu’nun (BEA) açıkladığı verilere göre, tüketici harcamaları büyümede önemli bir katkı sağlasa da, işsizlik oranındaki düşüş ve üretim sektöründeki yavaşlama, genel büyüme oranını olumsuz etkiledi. Tüketici harcamaları %3,8 artarken, sanayi üretimi sadece %1,2 yükseldi. Hizmet sektörü ise %2,5’lik bir büyüme kaydetti, ancak bu oran da beklentilerin biraz altında kaldı.
Piyasalarda bu gelişmelerin etkisi hemen hissedildi. S&P 500 endeksi, ekonomik verilerin açıklanmasının ardından %1,5 gerileyerek önemli bir düşüş yaşadı. Yatırımcılar, büyüme beklentilerinin azalmasının şirket karlarını ve gelecekteki yatırımları nasıl etkileyeceği konusunda temkinli davranıyor. Ayrıca, ABD Doları’nın diğer büyük para birimleri karşısında değer kazanması, ihracatçı firmalar için baskı oluşturdu.
Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell, ekonomik büyümenin yavaşlamasını kabul ederken, enflasyonla mücadelede kararlı bir tutum sergilemeye devam edeceklerini belirtti. Powell, faiz oranlarının mevcut seviyelerde sabit tutulmasının ekonomik toparlanmayı destekleyeceğini ifade etti. Ancak, bazı ekonomistler bu yaklaşımın enflasyon üzerinde yeterli baskıyı oluşturmayabileceği konusunda uyarıda bulundu.
İşsizlik oranı ise istikrarlı bir şekilde %3,6 seviyesinde seyrediyor. İş piyasasında yaşanan bu istikrar, tüketici güvenini tamamen sarsmasa da, genel ekonomik büyümenin yavaşlamasına engel olamıyor. Özellikle teknoloji ve otomotiv sektörlerinde yaşanan üretim kesintileri, istihdam üzerinde baskı oluşturdu.
Konut piyasası da büyümeden olumsuz etkilendi. Ev fiyatlarındaki artışın yavaşlaması ve yeni inşaat projelerindeki azalma, sektörün genel performansını düşürdü. Konut kredisi faizlerindeki yükseliş, alıcıların piyasaya girişini zorlaştırırken, inşaat maliyetlerindeki artış da projelerin tamamlanmasını geciktiriyor.
Uluslararası ticaret verileri de ABD ekonomisinin büyümesindeki zorlukları ortaya koyuyor. İhracatın beklenenden düşük performansı, küresel talepteki yavaşlamanın bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Özellikle Avrupa ve Asya pazarlarındaki belirsizlikler, ABD’nin dış ticaret dengesini olumsuz etkiledi.
Ekonomistler, ABD ekonomisinin bu dönemde karşılaştığı zorlukların kısa vadede çözülmesi için çeşitli stratejiler öneriyor. Ancak, mevcut küresel ekonomik ortamın belirsizlikleri, uzun vadeli büyüme hedeflerini gerçekleştirmede engel teşkil edebilir. Bu süreçte, kamu politikalarının ve özel sektörün uyum sağlaması büyük önem taşıyor.